Astroloji sanatını günlük hayatınıza katmalısınız, en azından ona bir yer açmalısınız, şöyle sağa ve sola doğru hafifçe esneyin ve ona ufak ufak bir yer açın: herkes oturdu mu evet bakın hayatımıza astroloji de sığdı.
Esnemek evet önce esnemek; esnek miyiz, bu yıldızlı gökyüzünün ucu bucağı biliniyor mu : ah çapkın Zeus onla bunla ille de beraber olduğu yetmez gibi bir de sıklıkla baba olmaz mı ; sanırsınız tüm nüfus onun aktivitesiyle artıyor. Bir çapkınlık seferinde de Herkül dünyaya gelmiş. Ama Herkül daha bebek, anne sütü gerekli. Pragmatist Zeus gayrimeşru bebeğini ölümsüz olsun diye aslında kendisinden epey çekindiği karısı Heranın koynuna yatırır o uyurken gizlice, bebek Herkül tabi asılmış göğüslerine Hera'nın, ilerleyen dakikalarda Hera uyanır farkeder bebeği hemen kucağından atar, o sırada göğsünden gökyüzüne fışkıran süt damlalarından
" Samanyolu ", " milkway" oluşur.
Şu mitolojiye bakın ,Zeus epey esnetmiş kavramları, yapıları. Bizler, insanoğulları, dünyaya egemen homosapiens kuvvetleri olarak ne kadar farkındayız kozmosun. Kozmos derken var olan tüm evreni , "bütün"ü kastediyorum. Tabi en önce, kozmostan da önce kaos varmış. Kaos tam bir düzensizlik kargaşa haliymiş. Kaosu kozmosa, düzensizliği düzene " Kronos " un çevirdiği rivayet ediliyor. Kronos 'u nerden tanıyoruz : o bizim "Satürn" diye bildiğimiz astrolojik sembolümüzdür. Aynı zamanda Zeus'un da babasıdır kendileri.
Mitolojide kaosu kozmosa çeviren Kronos, astroloji sanatının en önemli sembollerinden Satürn' ün ta kendisidir. Astroloji oyun planının "oyun kurucu" sembolüdür. Öncelikle astroloji sanatına yeni başlayanlar için özellikle altını çiziyorum : Satürn adını unutmayın. Haritanızda nerde olduğuna ve şu anda, günümüzde nerde olduğuna dikkat kesilin: Satürn astrolojiyle sizin günceliniz arasında ki en somut bağlantıdır: niye günlük hayatınıza astroloji sanatı katmalısınız sorunuzun en kısa, en doyurucu cevabıdır. Haritanız ve hayatınızı karşılaştırırken önce onun izini sürmelisiniz.
Sembolleri karşılaştırma ve bağlantı kurma; astroloji çalışmalarında biz bunu sıklıkla yapıyoruz. Burda ki püf nokta sembolün içeriğinin genişliğidir, dünya nüfusunun dokuz milyara dayandığını düşünürsek ve her bireyin parmak izinin yine de farklı olduğunu bilirsek kozmosun tekrar yapmama konusunda bir ısrarı olduğu kanısına varabiliriz.
Tekrar yapmama konusunda ki ısrarı parmak izleri konusunda devam eden kozmosun onbinlerce yıldır benzer şekil ve şemalde insanoğlunun doğmasını sağladığının hepimiz farkındayız. İnsan evladının bedensel ve zihinsel gelişme basamakları da yine belli sınırlar ve belirlenmiş programlar dahilinde yürüyor. Yani kozmos bir yönüyle eşsizliği ve biricikliği sunarken bir yönüyle de hem bireysel hem toplumsal eylemlerde tekrarı, sürgit ısrarla değişmeyen kriterleri, ağır ,hantal bir yapıyı gözümüze sokmakta. Biz astroloji sanatını uygularken de öncelikle binlerce yıldır gözümüze sokulan bu bireysel ve toplumsal klişeleşmiş yapının, statükonun, paradigmanın, mitin, sınırın, omurganın izini Satürn' le süreriz. Spritüel algıya göre zaten her ruh bir beden hapishanesinde sınırlanmıştır. Satürn bu kadar somut ve kaderseldir.
Bu ana kadar yazdıklarımı tekrar okuyunca varolmanın çelişkilerinden biri daha aklımı tırmaladı. Hey arkadaşlar ,bu bir oyun, an' dan bahsediyoruz yalnızca bir an'dan, o doğduğunuz an'dan. Gün, ay ,yıl ,saat ve yeri belirli o an. Ne kadar özdeşleşiyoruz o an ile ve ne kadar kalıcı olma telaşındayız. Hangi an geçmedi ki. Söyler misiniz kalıcı bir an biliyor musunuz. Elinize alıp bırakmadığınız. Astroloji oyunu ya da dünyasal gerçeklik bir "an" oyunudur. Doğu bilgeleri buna yanılsama, hayal ya da rüya dediler. An' lara göre rolleri biçilmiş aktörleriz. Film bitince aktörlere ne olur : yeni bir filme hazırlanırlar. Yeni bir film yeni bir anda başlayacaktır ve asla birebir tekrar olmayacaktır. Bir kısmımız reenkarnasyona inanıyor olabilir ama sürgit tekrarlanan devam eden yalnızca an'sa: Buda mum alevi örneğini verir; mum alevinde görünen bir devamlılıktır , ama alevin her anı aynı zamanda farklı bir haledir. Ve o haleler sanki hiç olmamışlar gibi yok olurken, dışardan kavranan yalnızca yanan bir mumdur. Ne hazin "oyuncu" nun kaderi.
Yani esameniz okunmayacak emin olabilirsiniz, kendinizi oyuna kaptırıp ta oyunla özdeşleşmeyin. Bir Satürn , bir Venüs bir Mars olma ihtimaliniz yok ama doğum anınızın tüm içeriğiyle harmanlanmış filminiz halen çekilmekte: yönetmen sizi çekiyor şöyle kameraya bakın, gülümseyin, dikkat, işte çekildiniz.
Bu kadar spekülasyondan sonra biraz oyun. Satürn 2014 sonundan bu yana yay burcunda. 2015 Mart sonunda hatırlayacaksınız Alman pilot bir uçağı kasten düşürmüştü. Alman pilotun tükenmişlik sendromu tanısı aldığı kaza sonrasında medyaya yansımıştı.Aşağıdaki kısa notu 30 mart 2015'de "kelebek etkisi"nde paylaşmıştım. Bir göz atalım:
"Tükenmiş pilot: Satürn yay,
Fes ve bilimum Osmanlıcılık: Satürn yay,
İstibdat - despotluk rejimi ve sansür: Satürn yay,
Neşemize limon sıkacak: Satürn yay,
Tüm medya tek tip: Satürn yay,
Üniversiteleri unutun: Satürn yay,
Lao- Tzu ülkeden kaçtı: Satürn yay,
Fanatizmin devasa boyutları sonunda anlaşılacak: Satürn yay,
Türk tipi başkanlık sistemi :Satürn yay,
Tüh meğer kandırılmışım: Satürn yay,
Tüm dutluklara sübyan okulu yapılmış: Satürn yay,
Ya bu kadar da olmaz: Satürn yay,
Geçmiş olsun: Satürn yay,
Tükenmiş pilot bir de uçağı düşürürse: hepten sessizlik,"
Bu yazıyı Alman pilotun uçağı düşürmesinden hemen sonra yazmıştım. "Satürn yayın"dünya ölçekli örneği o haberdi, ülke ölçeğinde beklediklerimizi de paylaşmıştım. Şaşıracak hiç bir şey yok.
Şimdilik aklınızda şu kalsın, Satürn bir burca geldiğinde: tüm hesabı sorar, geçmişi titizlikle inceler, son hesabı çıkartır, bakiyeyi önünüze koyar. İşte ektiğini biçtiğiniz an o an'dır. Burdan ufak bir çıkarım yapabiliriz: her şey olması gerektiği şekilde olur, oluş tam ve kusursuzdur. Bu dünyayı böyle mahvediyoruz, çünkü başka ne yapılabileceğini, güzelliğin nasıl yaratılacağını bilmiyoruz. Düşük yaratıcılık seviyesi, düşük insanlık, acı ve keder çeken milyonlar. Oysa bir gül mis kokusuyla açıyor , kuş özgürlüğe kanat çırpıyor, ışık dansı mavi dalgaların üzerinde devam ediyor. Kozmos bunları her fırsatta gözümüze sokuyor: oysa biz hiç bir zaman hiç bir şeye gerçekten bakmadık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder