Sayfalar

18 Mart 2017 Cumartesi






REFERANDUM ASTROLOJİSİ  : NEPTÜN MÜ ÜRANÜS MÜ -1


" Oval ofiste oturuyorum danışmanlarım üzerinde çalışılmış referandum gününü önüme getiriyorlar. Tarihe bakıyorum ya yapmayın diyorum, astroloji bakanlığına danıştınız mı, bilmiyor musunuz o tarihte merkür ters, referandum mu olurmuş canım, daha iyi bir tarih getirin bana, çalışın biraz diye kafalarına kağıtları fırlatıyorum."

Neptün buna benzer işte, sınırsız hayal gücü. Astroloji ile ilgisi olmayanların adını bile yeni duydukları bu planetin bir çok yıldır ülke atmosferini çok yoğun etkilediğini kayda geçirelim önce. Kayda geçirelim çünkü söz uçar, yazı kalır,su ise yalnızca kıpırdar durur. Kıpır kıpır kıpırdar. Biz de ülke olarak yıllardır kıpırdayıp duruyoruz.

Sudur ülkemiz.Atamız kulağımıza adımızı 29 ekim 1923 akşamı üflemiş. Yükselenimiz yengeç akrep burcuyuz. Hem de ne akrep, güneş akrebin yanında venüs jüpiter gibi iki iyicil planette akrep burcuna yerleşmiştir. Burası önemlidir çünkü en başta, o kutlu doğum akşamında, ülke haritasında kavuşan o iki iyicilden venüs olanı muhalefeti, Jüpiter olanı iktidarı simgeler. Yani herşeyin başında tüm zorluklara, eksikliklere rağmen "birlik" içindeydik o akşam.

Herşey önce dışardan görülüp tanınmaya çalışılır.Astrolojide biz buna yükselen diyoruz.Birileri o doğum akşamı dışardan bize baktığında ülkemizi dışardan yükselen yengeç olarak görüyordu. Plüton'da yengeç burcundaydı. Daha savaştan o sonsuz yaşam ölüm girdabından yeni çıkmış bir halk. Kadınların bebek yerine mermi taşıdığı tepeler.Onbeş yaşlıların cepheye gittiği bir savaş alanı.Zordur Plüton'un dersleri.

Bir de astrolojik aksların yükselen gibi değerli olan bir diğeri vardır. Haritanın tepesi diyoruz biz ona. O doğum günü akşamı tepemiz balık burcuydu. Atanızı nasıl bilirdiniz? Sevgili, merhametli ve şefkatli. Yurtta sulh cihanda sulh diyen bir adam. Öldüğünde geriye şahsi yüz dolar bile bırakmamış bir adam. Ama bir ülke bırakmış. Kendisi gelmiş geçmiş. Ama halen yaşar durumda, of bu ne kadar güçlü bir balık dersi. Hiç olmak ama hep olmak.

Gökyüzü ya da astrolojik harita öncelikle nesneldir. Çıplak göz prensibiyle çalışır. Krala çıplak demenin erdemi de buradadır. Gördüğünüz hele apaçık görülmüşse artık bilinir olur. O akşam ülke doğum haritasının tepesinde, tam da tepenin ucunda üranüs çok açık ve netti. Beklenmeyeni getiren yıldızdı o. Parça pincik işgal edilmiş bir ülkeden bir cumhuriyet inşa oluyordu. Devrimciydi üranüs yüzlerce yıllık köhnemiş hasta bir varlıktan zorlu bir doğumla bir cumhuriyet bebeği dünyaya gelmişti ve 29 ekim akşamı Ata'sı kulağına adını okudu.

Kuzey ve güney ay düğümleri astrolojik haritada dikkat çekici işaretler verirler. Geçmişimiz, güney ay düğümümüz balıktaydı, buralara, Anadolu'ya çok uzak diyarlardan gelmiştik, dünya kadar eskiydi geçmişimiz, uçsuz bucaksız bir imparatorluk varisiydik, sınırsız yayılmıştık ve balık burcu yöneticisi neptün aslandaydı, otokrat bir geçmişimiz vardı.

Geleceğimiz, yönümüz, kuzey ay düğümümüz başaktaydı. Zodyakta hayvan ve insan olmayan ilk burç, hasadı toplayan, ürünü veren, hizmet eden başak burcu. Cumhuriyetle birlikte artık yönümüz çalışan, araştıran, insanlığa hizmet veren başak burcuydu, kılıç tutan ,tüfek tutan eller kalem tutacak, okuyacak, yazacak, uygarlık öncüsü, uygarlık hizmetçisi olacaktı. O yüzden Ata eline tebeşiri aldı kara tahta başına geçti, yeni alfabeyi tek tek öğretmeyi başladı.

Tepede üranüs vardı diyorduk ya, o kova burcunun yıldızıdır, ilerici, değişimci, devrimcidir, çok hızlıdır, mesafeleri hızla kapatır, düşünceye, zihinlere çağ atlatır.

 O akşam 29 ekim 1923 yılında Ankara'nın gökyüzü en azından biz herşeyi yeni öğrenenler için başlangıç olarak bu kadar öyküyü bize bir nefeste anlattırıyordu.

Soluklanalım referanduma kadar devam edeceğiz.


hobimastroloji@blogspot.com








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder