Sayfalar

11 Nisan 2019 Perşembe



ZELZELEYİ DURDURABİLİR MİSİN?

Durduramazsın. Tabi bu kısa hayatımda hiç üranüsün boğa burcuna girdiğini görmemiştim. Ne giriş oldu ama, hiç unutulmayacak. Bir planet bir burca girdiğinde hem o planetin hareket tarzını hem misafir olacağı burcun özelliklerini, hassasiyetlerini iyice düşünmemiz gerekiyor. Sonra bunları sentezleriz. Tabi konu üranüs ve girdiği burç boğa olunca bu sentez biraz çorba olacaktır.
Boğa sakindir, güvenlidir, doygundur, baharda yeşil çimenlerde uzanır durur. Boğa burcunu venüs yönetir, aşırı hırs olmasa da  yeterli para muhakkak vardır. Güzelce giyinir, kokusunu sürer, karnını doyurur, cebinde de kafede oturacak kadar parası bulunur.Ama ya üranüs, tuhaf, deli, zırdeli. Antika dükkanında bir fil. Basitçe uygunsuz. Tatminsiz ve çabucak sıkılan. Özgürlüğüne aşırı takıntılı ve akışı tersine çevirmeye bayılır. Sürprizi yaratır, koltukları sarsar, hayır daha da fena tahtları yıkar. Gökyüzünde gözlendikten sonra 1789’da Fransız ihtilali gelişti. “Ekmek bulamıyorsalar pasta yesinler” demişti, alımlı kraliçe, giyotin sehpasında can verdi.
Para, pul, güvenlik bu konularda aşırı temkin gerekiyor. Sakin olunmalı ve farkındalık yükseltilerek olumsuz enerjiler savuşturulmalı. Empati geliştirilmeli ve bencillikten uzak durulmalı. Hahha, esprili geldi ve gülüyorsunuz değil mi?
Dünyanın direkleri, dört sabit burç, boğa, akrep,aslan ve kova, üranüs boğa burcu geçişinden önemli oranda etkilenecekler. Tabi bu arada ülkemizin de 29 Ekim doğumlu bir akrep burcu olduğunu ekleyelim.
Enseyi karartmadan, yukarıda saydığım, biz sıradan insanlar için sıradan üranüs etkileri dışında, benim gıpta ettiğim, en eski Lao Tzu amcanın uzaktan binlerce yıldır akrabası olan, Yunus Emre’nin, Mevlana’nın, Bektaşi’nin, Ömer Hayyam’ın, Pir Sultan Abdal’ın, Şems’in,  Edebali’nin ve sayısız aydınlanmış “USTA” ruhun meşrebinin de Üranüs olduğunu eklemeliyim. O “bilen ve olgun” ruhlar için aydınlanmanın kendisidir. Varlık farklılığın ve sayısız farklı yaratılmış onbinlerce  şeyin bilincine varır ve ayrı gayrılığı bitirir. Aradan EGO’yu çıkartınca farklı nitelendirdiği her şeyin aynı olduğunun ve bir olduğunun bilincine varır. Hiç olur, her şey olur ve “ Hallacı Mansur “ olur. Tabi insanımsılar anlamaz, “deli” deyip yok ederler onu. Yazgı değişmez, yine  üranüstür ve yine tehlikelidir.

hobimastroloji@blogspot.com


4 Nisan 2019 Perşembe






5 NİSAN 2019 KOÇ YENİAYI: BİR YILDIZ EN YÜKSEKTE DOĞUYOR.
BİR YÖNETİCİ BU!

Öncelikle  yeniay haritasının yükselen  burcu ülkemizin yükseleni gibi yengeç. Yeniay haritanın 10. evinde tepede 15 derece koçta gerçekleşiyor. Yeniay ALPHERATZ sabit yıldızı ile kavuşuyor. Alpheratz “özgürlük ve hareket etmek istemek” olarak yazılmış. Eskilerin olumlu nitelendirdiği bir yıldız. Pegasus (kanatlı at) etkili denmiş kendisine. Çabuk hareket eden, hız yapan yenilik arayışı.
Yeniay gökyüzü çok özel. Güneş yüceldiği koç burcunda kuvvetli, enerjik yöneticiyi simgeliyor. Bir yücelen daha var haritada; Venüs’te balık burcunda yüceliyor ve RİGEL sabit yıldızıyla paralel; “başkalarına bilgi getirmek” alarak anlatılıyor.
Yeniay haritasında mars ikizlerde o da MİRFAK sabit yıldızıyla kavuşmuş. Genç ve eril enerjiyi simgeliyor ve güç veriyor bu sabit yıldız.
Bu eşsiz gökyüzünde yöneticisi olduğu yay burcunda ki Jüpiter de RAS ALHAGUE sabit yıldızıyla kavuşmuş. Bu yıldızın motivasyonu da “ zarar görmüş bir şeyin düzeltilmesi”. Aynı zamanda bu yeniay haritasının yücelim yöneticisi de olan Jüpiter’in 6. evdeki konumu “ hizmet eden yönetici” kavramının gündemi oluşturacağının işareti.
Ve birinci evde ki kuzey ay düğümü tam bir yol ayrımını ve gidilecek uzun yolu simgeliyor. Yedinci evde ki güney ay düğümü, yönettiği oğlak burcunda ki Satürn ve pluton kavuşumu geride kalacak olanın muazzam bir güç olduğunu, yapının tamamen dönüşerek tam değişeceğini simgeliyor. 7. evde ki bu güçlü kavuşum, uzlaşma, adalet ve denge evinde bu güçlü enerjilerin yaşanacağını  da anlatıyor.
Sonuç olarak gökyüzü mazbatayı seçilmiş birine veriyor ve bu kişi de topal ördeğe benzemiyor; galiba, evet bu, gökyüzünde kanatlı bir at.

hobimastroloji@blogspot.com









9 Mart 2019 Cumartesi





ÜRANÜS BOĞA BURCUNDA: BEKLENMEYENİ BEKLEYİN

Biliyorum zaten insanımsılıktan insanlığa doğru evrilirken hepimiz, hele bilinç güneşinin ilk ışınlarına maruz kaldıkça, aydınlandıkça kafamız, her zaman her şeyi bekler hale geldik. Zaten kozmosun yaratıcılığı da böyledir, hayallerimiz gerçekleşme yolundadır her zaman. Yani antrenmanlıyız zaten bilmekteyiz demek isterdim de beklenmeyeni. Ancak durum biraz farklı.
Şöyle ki Üranüs istikrarsızdır. Ucubedir. Şekilsizdir. Anidir. Kazadır. Gaia_toprak ana_ile olan tutkulu ilişkilerinden doğan bir çok eciş bücüşü beğenmediğinden sokmuşluğu vardır onları gerisin geriye Gaianın böğrüne. Lakin canı çok yanan Gaia oğlu Satürnün eline verince tırpanı sert bir şekilde hadım edildi Üranüs.  Öyle ki fışkıran sıvı denizle buluşunca köpürdü ve doğdu Venüs. Böyle babadan doğma işte böyle güzeller güzeli Venüs.
İşte bu Üranüs boğa burcunda yedi yıl. Durumun tehlikesi boğanın çok güçlü bir sabit toprak elementi burcu olmasından geliyor. Öyle güçlü ve dünyevidir ki boğa burcu, alemin güneşten sonra ikinci güçlü ışığı olan, bizim günlük hayatımızda otomatiğe bağlanmış tutumlarımızı yöneten Ay , en çok boğa burcunda rahat eder, boğa burcunda yücelir.
Yani dünyada tüm bu hengameye rağmen yine de bir bütüncüllük görebiliyorsak, tüm kaosa rağmen bir “güven” hissi geliştirip, çayır çimende baharda uzanıp yeşil can eriği ağzımızın suyu aka aka yiyebiliyorsak, dünyanın direklerinden birinin boğa burcu olmasındandır. 
Bitmiyor boğanın önemi bir de güçlü boğa burcunu Uranüs’ün kızı Venüs  yönetir bir yandan, ah işte yine dünyaya çok yakın bir yıldız, yine çok dünyevi bir yıldız. Venüs ilişkidir, aşktır, rahatlıktır, güvendir, paradır, huzurdur.
Wall street borsasının önünde boğa heykeli dikildiğinden bu yana da Venüs iyice maddileşmiştir. Yan gelip yatarak, uzandığı yerde para kazanan borsacının hali ne kadar da boğa Venüsü simgeliyor, evet.
Evet de şimdi deli dana  üranüs geldi boğa burcuna, istikrarsızları zaten bilirdik de ya en sağlam bildiklerimiz bizi şaşırtırsa. Burda ki Üranüs püfü bu işte; sürprizzzz. Bilinç olarak bile iki keskin uçludur Üranüs, elektrik gibi çarpar ya en kökten bağnaza döndürür ya da uzaylıyla kanka olacak kadar hazırlanmış bir dünya vatandaşına çevirir hakim olduklarını.
Üranüsün bağdat saatini uygulamakta olan ülkemizde tam boğa burcuna giriş an haritasını çıkartınca  harita yöneticisi durağan Merkürün sabit yıldız Scheat ile kavuşmuş görünümde olduğunu görüyoruz, Allah kaza, bela vermesin diliyoruz. Harita balsamik ve balık güneşi ve neptünü Achernar sabit yıldızıyla kavuşuyor, Achernar maalesef kadim zamanlardan bu yana hiç de sevimli tanınmıyor.

Ne yapmalı? 

Benim gözlerim miyop, gözlük kullanıyorum, sanıyorum iyimserliğim gözlüklerimden, şifa verici reçetem yine venüsyen, “sevgi, merhamet, şefkat”. Yine aile üzerinden gidiyoruz, bak üranüs bu Venüs senin kızın, lütfen maraz çıkarma, bak biz, hepimiz bir aileyiz, tüm insanlar, ağaçlar, kuşlar, hayvanlar, tüm varlık bir aileyiz, aileden girin yola, eşinizden, çocuğunuzdan, annenizden, babanızdan, kardeşinizden, sevgilinizden, dostunuzdan, komşunuzdan sonra yolda rastlaştıklarınızdan ve tüm insanlıkla ilerleyin. 
O zaman Üranüs ışıl ışıl yalnızca yolu aydınlatacak.

hobimastroloji@blogspot.com




12 Ocak 2019 Cumartesi



MARİE DUPLESSİS’İN YAKLAŞAN DOĞUM GÜNÜ VE FRANZ LİSZT İLE ÖLÜMSÜZ AŞKI

Üç kişilik aşk, tekmili birden.

Marie’i ben de tanımazdım, bir hafta önce üranyen astroloji dersinde Barış hocanın ödev verdiği veri listesinden, rastlantısal üç isimden biri olarak bir anda karşıma çıktı ve tanıştık. Laf aramızda bizim hocanın Jüpiter’i balık burcunda, kollektifle bağlantısı su götürmez, ya da sular seller gibi de diyebilirim.

Her neyse bizi Barış hoca tanıştırdı. Sonradan  uyanıyorum yavaş yavaş Marie 15 Ocak doğumlu, galiba hatırlanmak istiyordu, daha yakında yaşadığımız güneş tutulmasını Marie’nin haritası üzerine koyunca anlamı biraz daha hissettim; 6 Ocak 15 derece oğlak güneş tutulması da tam Marie’nin 18 derece yengeç güney düğümü ve 17 derece yengeç ay kavuşumunun karşısında olmuş. Evet Marie hatırlanmalıydı.

Marie 23 yaşında veremden ölmüş bir Fransız güzeli. Kısacık hayatına kötü şartlar damga vurmuş. Geçimini bedenini satmakla kazanan bir annenin kızı, alkolik babası onu 13 yaşında para karşılığı yaşlı bir adamla evlendirir. Bir yıl sonra kocası ölür, güzel Marie Paris sosyetesinin ve sanatçıların gözdesi olur çıkar. Çeşitli kişilerle beraber olur, aşırı gösterişli, sefahat içinde yaşar, sevgililerinden biri ünlü yazar Alexander Dumas’ın gayrımeşru oğlu Alexander Dumas Fils’dir. 

Babasından kopardığı harçlık parasıyla Marie’nin masraflarını karşılayamayan Alexander Dumas Fils çekilmek zorunda kalır, tek ünlü eseri “ Kamelyalı Kadın”ı yazar aşk acısıyla. Eseri daha sonra Guiseppe Verdi tarafından “La Traviata” adıyla operaya aktarılır, ölümsüzleştirilir.

Ve Marie kısacık hayatına ölümsüz aşkını da sığdırmasını bilir. Franz Liszt ile tanışır ve birbirlerine aşık olurlar. Frank Liszt o sırada yakışıklılığı ve müziği ile çok popülerdir. Lizst çeşitli başkentlerde eserlerini icra ettiği bir turne programının içindedir ve sevgililer 1847 de beraber İstanbul’da olmayı planlarlar. Ancak kaderin planları farklıdır, Liszt İstanbul’a gitmek için Budapeşte’de beklediği sevgilisinin ölüm haberini alır ve tek başına İstanbul’a gelmek zorunda kalır. Saray’da kabul edilir, eserlerini icra eder. Marie 23 yaşında veremden ölmüştür.


Marie’nin üranyen dial haritasında tepede 0 derece plutonu görüyoruz. 23 yıllık kısacık hayatında insanları  mıknatıs gibi etkileyip tarihe geçmesini sağlayacak kadar güçlü cazibesine işaret ediyor. Toplumun ona yönelik algısı ve toplumsal dışavurumu da keza yine güçlü pluton etkisinde.

Dial haritada 13 derecede sabit burç merkürü güçlü iletişim yeteneğine işaret ediyor. 17 derecede yine sabit burçtaki Satürn’ü zorlu hayatının ve kaderin işareti. Satürn ve merkür simetrisi kısacık zorlu hayatını ve kaderin amansızlığını işaretlemiş. Yaklaşık 9 derece civarında ki değişken Venüs’ü de arzu bedenin güçlü vurgusu olarak alabiliriz.

Dial haritada MC juno ve MC vertex simetrisi mevcut. Vertex ve juno sabit derecelerde kavuşmakta. Bu kadın tarihe  ünlü sevgilileriyle geçti. Bu kadını kısa hayatında yücelten partnerleri doğal eşleriydi ve onu aşklarıyla ölümsüz kıldılar.

Alexander Dumas Fils

Dial haritada 3 derecede pluton var, Marie kadar olmasa da platonik bir insan.

Sabit 17 derece de vertexi mevcut. Partneri hayatına çok etki etti, aşık olduğu kadından esinlenerek yazdığı tek romanla ünlü oldu. Romanın adı “Kamelyalı Kadın” Giuseppe Verdi tarafından “La Traviata” adıyla operaya aktarılıyor, ölümsüzleştiriliyor.

Dial değişken 5 derece civarında Satürn’ü hayatında ki güçlü Satürn temalarına işaret ediyor. Ünlü fakir babanın gayrimeşru oğlu, babasının ününün altında kalan bir baba mesleği yazarlık deneyimi.

Jüpiter Satürn simetrisi bu hayatın iki yönünü de deneyimlediğinin işareti, fakirlik, zenginlik, başarısızlık ya da ün. Şartlar kadersel olarak değişmiş. Jüpiter’i juno ile kavuşmuş doğal eşiyle ünlü olan bir insan, ona olan aşkıyla yazdığı romanla tanındı.
Yine juno Satürn simetrisi, hayatının aşkıyla ayrılmak zorunda kalması ve yaşadığı zorlukları işaret ediyor. Romanında sınıf farklılığından dolayı aşıklar birleşemez, bir melodram yazmıştır.

Yine dial haritada güneş ay simetrisi derin benliğini ifade etme uğraşını ve anne babasını uzlaştırma çabası gibi hayatına nakşeden gayrıresmi çocuk olma psikolojisini işaretliyor.


Franz Liszt

Dial haritada 10 derece civarında değişken burç Neptün’ü ile çok güçlü bir sanatçı besteciyi görüyoruz. Venüs’ü ve yükselen arasında ki sekstili dial haritada da simetri olarak işaretlenmiş, yakışıklı, karizmatik bir sanatçı var karşımızda. Venüsyen, aşkla yaratmış. İnsanların içini okşayan müzik yaratımı onun için çok coşkulu bir akış olmuş. Yine merkür ve ay arasında ki simetri, derin benliğini müzik yoluyla ilettiğini bize işaretliyor.

Bu aşk adamı sanatçı ile Marie’nin ilişkisi , Marie’nin hızlı ve ani ölümü nedeniyle kesilir. Astrolojik natal haritalarını beraber inceleyince, yükselen derecelerinin üç derece ile kavuştuğunu gördüm, iki partnerin yücelmiş Jüpiter’leri de yengeçte üç derece ile kavuşuyordu. Liszt’in merkürü iki derece ile Marie’nin marsıyla kavuşuyordu. Liszt’in akrep Venüs’ü yine üç derece ile Marie’nin junosu ile kavuşmuştu. Yine Liszt’in 9 derece yay Neptün’ü Marie’nin aynı derecede Venüs’ü ile kavuşmuştu, ne aşkmış bu böyle? 

Yine Liszt’in 16 derece oğlak marsı Marie’nin 18 derece oğlak kuzey ay düğümü ile kavuşmuş, yine Litszt’in vertexi iki derece ile Marie’nin güneşi ile kavuşmuş. Bu iki insan sayısız hayatta birbirleriyle partner olmuş olmalı. Bu iki insanın haritalarının enteresan bir tarafıda ikisinin de güney ay düğümlerinde onlara sıkıca yapışmış birer planet var. Marie’nin tam GAD’ın da yengeç ayı, Liszt’de balık plutonu geride bırakılması gerekeni, verilmesi gerekeni işaretliyor.

Marie iz bırakan kısacık hayatıyla, bedenini, annesini, annesinin hayatını, yaşama tarzını artık bıraktı, karma sayısı “4” bunu artık bitirdi, Litszde kollektifden gelen yaratıcılıkla devasa hale gelmiş o derin gücünü müzikle, notalara aktararak bıraktı, onu muazzam eserlere dönüştürdü, sevgilisinin erken ölümü bile dönüşümünün bir parçası oldu, karma sayısı”7” idi, partneriyle dönüştü.

Toprakları bol olsun.


hobimastroloji@blogspot.com
 
 
 

4 Aralık 2018 Salı



YENİ AY YAYDA : SATÜRNÜN KESTİĞİ PARMAK ACIMAZ!


Bazı ay fazları var ki onlar beni çağırıyor, yaz beni diye elimden tutuyor, bazı yeni aylar, dolunaylar.
7 aralıkta bir yeni ay var onlardan, yay yeni ayı.
Tabi “ o işaret “ beni benden alan. Satürn o, tam yükselende oturmuş, 12. evin sonunda, 1. evin başında. Yönetici olduğu oğlakta. Hayat oyunun lordu, karmanın lordu.

Haberi daha yeni okudum, küresel ısınmayı anlayan ve dünyayı kurtarabilecek son nesilmişiz. Dünya Meteoroloji Başkanı diyor ki “ iklim değişikliğini tamamen anlayabilen ilk jenerasyonuz ve bu konuda bir şeyler yapabilecek sonuncusuyuz “ Ya pilavın yanına fasulye olmak değilmiş doğmamızın anlamı, kopup gelmişiz göklerden seyretmek için, dünyanın mahvının başlangıcını.

Bu zamanları unutmayın, bu inşaatları bu binaları unutmayın, toprak ananın bağrını boşaltan hafriyat kamyonlarını unutmayın, bu müteahhitleri, bu politikacıları unutmayın, bu savaşları bu göçleri unutmayın, sorular buralardan gelecek.

Temaşa çok gözalıcıydı değil mi? Ego sen dalgalar gibi yükseldin durdun, hayallerin bir sınırı yokdu. Mal, mülk, kendimizden geçtik. Bunlar işte hep Neptün, bir hayal sarhoşluğu, sonuç ne? Sonuç yüzde 25 banka faizi.

Satürn her zaman kazanır ve yönetir. Kasa her zaman kazanır. Sonra “ hesap vakti “ gelir. Sonuç haritanın ikinci evinde ki kıstırılmış balık burcunda ki Mars Neptün tam kavuşumu gibidir. Tam felç. Balık okyanusa döndü, her tarafı su bastı, suda boğulduk, konkordota ilanı.

Bu yüzden gelmişiz, bu yüzden doğmuşuz, farkında olun, etrafınıza bakın, etrafınızı izleyin, istediğiniz mecradan haberleri takip edin, güneşin balçıkla sıvanamayacağını bir kerecik görün, anlayın, alın bu dersi artık, başka dersler var bekleyen, takıldık kaldık burada.

Haritanın birinci evine bakınca takılıp kalan büyük gücün, plutonun varlığını görüyorsunuz. O GAD uçurumunda, KAD’ın karşısında. Güney ay düğümü uçurumu, kuzey ay düğümü yolunda ruhumuzu taşıyabilmemiz için artık bırakmamız gereken yükleri simgeliyor, GAD etrafındakileri yuvarla gitsin uçurumdan, hafifle, ruhun kanat taksın. Artık bırakılması gereken o kadar büyük bir çöplük birikmiş ki ön yargılar, güç saplantıları, ağır kokuşmuş politik yalanlar, evrensel eril ekonomik düzenin mahvedeceği dünyamız. Yüklerinden kurtul, hem sen kurtul hem de dünya kurtulsun.

Ruhun yönlendiği hedef, kuzey ay düğümümüz, yengeçte, 7. evde, sevgi, empati ve uzlaşma istiyor. Cennet ve cehennem hemen şimdi burda, cenneti tercih etmek lazım. Kuzey düğüm yengeç tam uyumlu açıda akrep merkürüyle. Merkür aynı zamanda durağan, kadersel yumurtalar tam kapıda. Bu bir yol ayrımı, bir karar, bir söz, bir mesaj. Durağan merkür tam açıda şironu da uyumlu görüyor. Kabul et, kabul et, kabul et. Bir kez tepkisel olma, egoyu ve kontrolü bırak, farkında ol, alıcı olup bekle, iyileşebilirsin.

Tabi çok zor. Çok zor olduğu için dünya böyle. Uyuşmak, uyur gezer yaşamak daha kolay geliyor. Haritada  balık Neptün Mars kavuşumunun işaret ettiği gibi, uyuşturucu kullanımı ve bağımlılık zirvelerde. Tüm şablonlar artık yetersiz, ideolojiler çöplüğü artık doldu taştı, insanoğlu gerçeklerden kaçarak kurtulacağını sanıyor, bu yüzden küresel ısınmaya da iklim değişikliğine de ilgisiz, dünyayı kurban edebileceğini düşünüyor ama sonuçta kendisi kurban olup duracak evrene.

En son yaşadığımız hayattan başlıyoruz, o 12. ev, simgesel olarak balık, bir hayatı  sersefil olarak, bir balık gibi bitiriyoruz aslında her seferinde, ölüm bedeni alıp çürütüp yok ediyor, sonra 1. ev, koçlar gibi geliyoruz yeni bir hayata, sonra yanılsamalardan yanılsama yarattığımız hayatlar ve hep sonunda, en sonunda bir balık gibi kurban. Ve aslında bir hiç olan bu zavallı varlık, kendi minik egosu için, tüm dünyayı bir kabusa çevirebiliyor, savaşı ve düşmanlığı yaratıyor, kitleleri yok edebiliyor. Ders almayan ve almayacak olan homo sapiens.

Şimdi herkes bir parmağını uzatsın bakalım!

hobimastroloji@blogspot.com















8 Kasım 2018 Perşembe









JÜPİTER YAY BURCUNDA

ADALET VAR, DERS VAR, AŞK VAR, SORUN VAR

DÖRT KISIM TEKMİLİ BİRDEN

“Adalet istiyoruz” diye haykırıyor baba. Kızı plazadan, yüksekten düşmüş, kızının patronu ve arkadaşı göz altında, dün kızının tırnağında ki DNA patronun arkadaşıyla eşleşti. Karar verilecek.
“Adalet istiyoruz” ne çok içleri acıtan bir haykırıştır, yıllardan yüzyıllara, oğullardan kızlara, ailelerden nesillere, evet adalet istiyoruz.
Adaleti kim tesis edebilir, kim dağıtabilir; 
kusursuz bir terazi,
derinden kavrayan bir idrak, 
çelikten bir irade.
Bu üçüne beraber, dünyada ve ülkemizde çok yaygın rastlandığından işte bunca huzurumuz ve mutluluğumuz.
Bu kutsal üçlemeyi farkındalık alanıma kazıdığı için Barış Özkırış hocama çok teşekkür ediyorum.

Aslında karanlık yoktu, hiç olmadı, tüm olan ışığın eksikliğiydi ve güneş doğudan doğdu. Karanlık yok oldu.
Güneş doğudan doğar ve bilgelik doğudan yükselir. Batı da sadece batırır. Vahşi batı.
Bilgiyi sabah getiren güneştir, gece dertleri aya yükledik, aya anlattık, o gece güneşe yansıttı, sabah güneş çözümleriyle geldi, hayat veren güneş.

Konu Jüpiter yay olduğunda, yay burcunun doğal astrolojik evini yani 9. evi hatırlamalıydık, uzmanlık evi, bilgelik evi, güneşin refah evi ve mahkemenin karar evidir, adalet evidir.
Ama unutulmasın her zaman için kural “dağına göre kar”.
Bu evdeki uzmanlık bir diploma da olabilirdi ama kozmos son güncellemerle çıtayı “insan olmak” yüksekliğine taşımış durumda maalesef. Yani herkesin muhakkak duyduğu o söylencede ki oğluna “ ben sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim “ diyen baba misali.
Mesele çünkü kendimizi kandırdığımız “şekil” değil, mesele geçenlerde house of cards’da dinlediğim gibi; “kimin Tanrı’ya inandığı neden önemli olsun, önemli olan Tanrı’nın kimi inandırıcı bulduğu”
İnsanın tarihi binlerce yıllık bir tekrarın tarihi, o yüzden ki 2018 yılında jüpiter yay geçişini milattan önce bin, binbeşyüz yıllarından büyük amcamız Lao Tzu hatıratından anlatıyorum, eni boyu 3500 4000 yıldır mesele aynı mesele, enteresan.

“ faydalının faydasını herkes biliyor, ya faydasızın faydasını kimler biliyor”

Böyle diyor Lao amca. 
Basit, şablon, yüzeysel, toptancı yargıların artık bırakılması gerekecek, biraz daha ince elenip sık dokunmalı, artık bu farkındalık hali inancın bir parçası olmalı, samimileşmelisiniz. 
Geçenlerde bir arkadaşımla oturuyordum haritasını değerlendirdik, retroları ve kareleri yoğun zorlu bir sabit burç ağırlıklı harita, belli bir olgunluğa gelmiş hayatta, yeniden doğmak isterim dedi bir an. Ona Buda’nın öyküsünü anlattım, marifetin arzu beden tutkusu değil, farkında olmak olduğundan bahsettim. Hızla değişti fikri, o zaman tekrar doğmak istemem ki dedi. Evet doğu bilgeliğinin “samsara” dediği yanılsama bu işte, sen şimdi arsayı çevir, üzerine kon, bir daha doğunca imar affı çıkar, residens yapar satarsın. Bu kadar hayaller içinde şekillendiriyoruz dünyayı, abuk subuk şeylerle özdeşleştiriyoruz ruhumuzu, sonra kendi cehennemimizde yanıp duruyoruz.
“Hiç olduğunda her şey olacaksın, sert durursan kırılacaksın, yumuşak durursan fırtınayı atlatacaksın, en önde koşarsan ilk senin üzerine basacaklar, ne kadar kanun çıkarırsan o kadar suç artacak, ne kadar bölersen o kadar dağılacak, bir olursan anlayacaksın.”
Bu kadar sade ve yeterlidir Lao Tzu büyükamcanın bilgeliği. Ama onu da rahat bırakmadılar tam sıvışıyordu, ölme vaktinin geldiğini bildiğinden kimselere çaktırmadan tam  dağa doğru yola çıkıp sınırı geçecekti ki, enselendi.
Yok öyle bırakmayız dedi sınır polisi, bize bir yazılı eser bırakmadan senin gibi bir bilge kişi nereye böyle, diye zorladılar onu, bırakmadılar yola.
Lao Tzu amca sonuçta kibar adam, zamanımızda ki paçavralar gibi değil ekrandan ekrana böğüren, peki demek zorunda kaldı, yazayım birşeyler de salın beni.
İlk şunları yazdı;

“ benden ona bir ad vermemi istediniz 
ben ona TAO diyebilirim
ama anlamalısınız ki 
biz ona TAO dediğimizde 
o TAO olmuyor”
hahhahaha bu kadar anlaşılır işte.

Lao Tzu amca, tam da Jüpiter yay burcuna geldiği  bu 2018 yılında seni hâlâ saygıyla anıyorum, Herman Hesse ki Avrupa’da doğup  eserlerinde Doğu bilgeliğini ilk yansıtanlardan olmuştur, Jüpiter’i yay burcundadır, seni saygıyla anıyorum, Stefan Zweig ki hoş bir tesadüf, bu ingress,giriş  haritasının güneş derecesinde natal Venüs ve merkürü kavuşmuştur, seni saygıyla anıyorum ve usta Osho, yay güneşi, seni saygıyla anıyorum.

Jüpiter yay burcuna geldiği bu yıl farkındalığımızı bir mikron daha sıçratabilir miyiz? Dışarısının ve şeklin, tanımlamanın hiç bir şey olduğunu ama özün, kendi içimize yapacağımız yolculuğun, korkmadan keşfedeceğimiz içimizin, en derinin, her şey olduğunu anlayabilecek miyiz?
Anlamasak ne olacak ki, dünya bunun için var, ders devam. Ama, şey, öyle diyorlar ki, ruhun bedene girişi ve bedenden çıkışı biraz acılıymış henüz anlamayanlar için. Hani yaşam ölüm girdabında,  bir an önce anlamaya çalışsak bu işleri diyorum, iyi olacak.

Haritaya bakın, nerde görüyorsunuz yöneticisi olduğu yay burcuna giren Jüpiteri? Tam yeni bitirdiği akrebin sekizinci evinin sonunda, kendi evi olan dokuzuncu evin tam başında, bu kadar güzellik olabilir mi? bu kadar senkronizasyon olabilir mi? An haritasında planet  doğal evinin tam başında, demek ki “ dur bir mola ver “ yeniden bak, yeniden düşün, yeniden ol, yeniden yarat kendini, baksana Tanrı her an yaratıyor, görmüyor musun, her “an”ı büyük bir ustalık ve incelikle yeniden yaratıyor. Yeni başlangıçlar yaratıyor. 
Senkronize ol, aydınlıkla, sevgiyle, güneşle senkronize olursan cennet, gölgeyle, karanlıkla senkronize olursan cehennem. Ne olacak bana? Elinin körü olacak, özün neyse içeriğin neyse, her anınını her dakikanı neyle dolduruyorsan o gelecek başına. 
Bunları uçakta yazmak çok güzelmiş ya, havadayım da bu an, yıldızlara yakın olmak iyidir. Zaten Jüpiter giriş haritasında ki sürpriz 9. ev başı farkındalığını yerde farketmemiştim, her işimiz böyle işte, çok önemli bir çok şeyi hiç farketmeden yaşanan otomatik hayatlara sahibiz. Sonra ölüm ve doğum anları geldiğinde kendimizi kaybediyoruz, şoka giriyoruz.
Sonra, sonra bıraktığımız yerden tekrar, babanla uzlaşmamış mıydın, al sana güneş ya da Satürn karesi, kardeşine kazık mı atmıştın, merkür yerlerde sürünüyor, işkence mi etmiştin, pluton sana pis pis bakıyor, Allah korusun birini mi öldürdün, kâbus, kâbus, kâbus. Daha önce ektiklerimizi biçerek yaşayacağımız hayatlar.
Ya iyilik meleklerimiz, hayatlarımızı kolaylaştıranlar, düştüğümüzde elimizi tutanlar, hatalarımızı görmezlikten gelenler, onlar da bizim hakkımız. İnsana hizmet ettin, evladın korunacak, partnerine, düşmanına iyi davrandın sağlığın yerinde olacak. Doğru kararlarının, iyileştirdiğin yaralı parmakların korumasının tadını çıkaracaksın.

Ama bu harita çok aşk yüklü ya, kuzey ay düğümü beşinci evde, Jüpiter ile akıcı 120 derece, Jüpiter aynı zamanda yükselenin de temsilcisi ve beşinci evin, aşk evinin yücelim yöneticisi, güneş neptün ile 120 derece, üranüs tam gözünden terazi venüsünü görüyor, hiç ağlamayan tatlı bebek gördünüz mü, ya da dikensiz bir gül, tabi ki ay ve Jüpiter kova marsıyla kare, Mars ,Neptün 12 de, terazi Venüs’ü retro.

Yengeç, oğlak, terazi, koç öncüler aksında ortalık toz duman, bu aksda tam zıt terazi venüsü ve koç üranüsü  öncü haç görünümünü oluşturuyorlar. Öncü demek şimdi, şu an, hemen demek, ay düğümleri aksı da daha yeni yengeç, oğlak aksında, ortaklıklar bozuluyor, ilşkilerde ani şok edici  skandallar.

Retro Venüs yönetici olduğu terazi burcunda yedinci evde, güzel kadın kazanacak. Halâ tutkuyla birleştiği kova marsı aklında. Mars tam kovaydı, bildik yollardan ilerlemedi, otomatikleşmiş akrep ayı, halk nezdinde ve Jüpiter yay, kanun nezdinde kaybedecek.

Sancılı ama yine de aşk var yani tam da bildiğiniz dünya, hayaller sahnesi, yükselen balık, güzel bir temaşa ta ki farkında olana dek.

hobimastroloji@blogspot.com











4 Kasım 2018 Pazar


AKREP YENİAYI: JÜPİTER ELÇİLİKTEN KAÇMIŞ!
Yeniay anının yükseleninde lkizler var;  Zeus’un habercisi Hermes’in burcu. Haber başlığına bakıyoruz:
“Kasa her zaman haklıdır
Kasa her zaman kazanır”
Tüh, tüm bir yıl Jüpiter akrep geçişinin anlamı bu mu?
Tüm bir yıl ameliyata alınmış gibi geçti, çok zor bir sınavdı ve son akrep yeniayı bunu mu söylüyor bize: kasa her zaman haklıdır!
Bu yeniay Jüpiter akrebin dönem sonu kutlaması olmuş, kendisi yay kapısının hemen eşiğinde, vip geçiş odasında, siyah takım elbiseli olan o aristokrat görünümlü, sanki, sanki Arap büyükelçiliğinden yeni çıkmış, kaslarını gevşetmek için, oturduğu yerde hareketler yapıyor, çünkü az önce yılın en berbat işlemini yapmış ama memnun halinden, işi buydu çünkü, sever işini Jüpiter akrep.
Alet çantası yanında, bir cerrahın titizliğiyle toplamış çantayı, son işlem gibi sayısız işleme imza attı koca bir yıl ve bir dünya miras işlemi, hak dağıtımında vadesi gelmiş sayısız kararı uyguladı. Çok karizmatikdir ama, korkarak yapılan eleştirilere bile hiç aldırmaz, “kontratı imzaladınız bir kere” der, kabul ettiniz, herşeyi biliyordunuz, başınıza tüm gelecekleri, kiminiz aileniz, atalarınız adına üstlendiniz kontratı, kiminizin de o kadar berbat bir geçmişi var ki, cehennem azabınızı bir nebze telafi edebilmek için kabul ettiniz bile bile doğmayı ve tüm olacakları.
Akrep burcu 8. evi temsil eder, tehlike evidir, uçurumumuzdur ve her birey kendi uçurumunu yaratır. Her ruh kendi uçurumunu yaratır ve cezasına çekilir. Ve sürpriz, bir önceki hayatımızda ki 9. evimiz bu hayatımızda ki 8. evimizdir, yargılarımız, bizi yargılar.
Gökler çok önceden uygulamayı gerçekleştirmiş, olayı özelleştirmiş. Uğraşmamış bunca zerzevatla, abuk subuk yalnızca cehennemi bilen, başkaca bir yaratımı olamayan ruhlarla, olayı özelleştirmiş, her ruha sarsılmaz, objektif fakat kesinlikle acımasız o parçayı eklemiş. Herkes ektiğini biçer, ne yaptığını bilir ve cezasına koşar.
Dişil burçlarınız çok aktif, pasifsiniz ve size yapılıyor. Çünkü çok öncelerde; korktunuz. Kararınız korkmak ve sinmek oldu, ayağa kalkmanız gereken yerde kalkmadınız, görmezden geldiniz ve suça ortak oldunuz, bugün işte pasifsiniz, size uygulanıyor. Anladınız mı?
Problem değil hayat bunun için var.
Anlayabilmemiz için.
Yeniay akrep haritasında akrep kıstırılmış burç. Sanki hayat bir güncelleme yapıyor biz takipcilerine ve kıstırılmış burç akrep diyor: bu halâ yaşanıyor, bu eskiden olanı da kapsıyor, bu eski hayatta da halâ yaşanıyor, düzelt bunu, bugün burda düzelt, geçmişte ve gelecekte de düzelsin, düzelt bunu!
Geçenlerde internette gözledim, tatlı bir fil kafilesi çayırda yayılmış, küçük filler de var tatlı tatlı, sonra o vahşi vasıfsız ruhlar peydahlandı, rastgele ateş ettiler fil ailesine, küçük ya da büyük fil yaralandı, sarsıldı, cennet bir anda cehenneme döndü, neyle ateş ettin gözünle mi, gözün gidecek, kulağını mı kabarttın, kulağını yok bil, tetik çeken o parmak yerle yeksan olacak, emin ol. 
Geçmiş geleceği yaratır, üzerinde işlem yapabileceğiniz tek an bu andır ve yüreğiniz af dilediğinde, affedilirsiniz.
Bu yüzden bu yeniay haritasında planetlerin rağbet ettiği eve dikkat edelim, günlük işler evine, günlük rutinimiz çok önemli, orda ki tavırlarımız, yaklaşımlarımız, karşılaştıklarımıza çok dikkat kesilelim, önümüze gelen bizim için geldi, kusursuz hesap onu bize gönderdi, doğru kararı verelim.
Venüs retro içe dönüşümüzü artırmalıydı, maalesef bazılarımız dışa döndü, karakolluk olduk. Güven de sevgi gibidir zorlanmaz, güvenir ve severseniz bir ilişki kurmuş olursunuz. Retro terazi venüsü sizden iç dünyanızın dengesini kurmanızı  istiyor, kova marsı ise tüm istikrarsızlığıyla sahnede.
Yeniay bir durup düşünmeye vesile olur umarım.




26 Temmuz 2018 Perşembe

PETER MATTİSSE : O BİR KOVA!

Rahmetli Peter’in eşiyle dün tanıştık. Bir kaç sene önce medyada sanki gözüme kulağıma şöyle bir çarpmış geçmiş gibiydi haber. Hani biz yalçın kayalar gibi kaskatı yaşarız ya, gerçek o sırada küçük dalgalarla su damlacıkları gibi çarpar durur gövdemize. Biz ise hiç oralı olmayız, aldırış etmeyiz. Sonra gerçek bacadan iner, kapıdan girer tam kaza haliyle bodoslama yamyassı eder ya bizi. Ben de yeni tanıdım Peter ‘ın gerçeğini.
Daha lafın en başında, sabırsız, düzensiz, düz yol bilmeyen onikinci ev yengeç merkürümle hemen sordum : Peter’in burcu neydi? 
Kova burcu dedi eşi Aysel hanım. Kova burcu diye tekrarladım içimden, kova burcu, ilk dilime gelen: “ ayrı olan “ oldu.
Benim bu astroloji ilgim de hep bu yengeç merkür onikinci evim gibi. Bilinçaltımızı doldurup taşıran “tüm zamanın bilgisiyle” büyüleniyorum. Mitoloji de astroloji gibi çok eski bir bilgi. Hangisi hangisinden türedi ki? 
Zeus çok aşık oluyor ölümlü sevgililerinden birine. O kadar seviyor ki onu ayrılamıyor yanından eksikliğini hissediyor. Hiç yapmadığı bir şeyi yapıyor. Ölümlü sevgilisini Olimpos’a çıkarıyor, ölümsüz tanrıların sofrasında tanrısal içeceği kadehine döksün diye görevli kılıyor onu. Tabi kısa zamanda kıskanç eşi Hera  olay çıkarıyor. Zeus’ da gökyüzünün tavanına asıyor sevgilisini kova takımyıldızı olarak. Her zaman görebilmek için. Kovanın simgesi “ saki “ buradan geliyor.
“Kova, ayrı olan, farklı olan” ilk bu kelimeler döküldü dilime. Aysel hanım da anlatınca öyküyü, anladım, evet ayrıydı, Erdek mezarlığında bir dünya zorlu hukuk savaşı sonucunda, ayrılmış bir köşede tek başına yatıyordu Peter.
Peter, Alman adam. İki metreyi aşan boyuyla, fizyolojisiyle, doğduğu yerle tam bir Alman adam. 
Ama o da bir çoğumuzun düştüğü derde düşmüş, “insan olma” hastalığıyla muzdarip olmuş bir Alman insan. 
Hayatının bir döneminde bir Türk kadınıyla evlenmiş, ülkemizi insanımızı daha yakından tanımış, Erdek’i de o kadar sevmiş ki son  yirmibeş yılını orada geçirmiş, mezarının Erdek’te olmasını vasiyet etmiş bir insan.
Peter kalp krizi geçirir ve yaşama veda eder. Vasiyetini yerine getirmek isteyen eşinin karşısına çıkan hukuki sorunların, hakarete varan insanımsı engellerin, ailenin kutlu, zorlu hukuk mücadelesinin detaylarını tahmin edebilirsiniz ya da internetten inceleyebilirsiniz. Bu bölüm mitolojide Arap bölgesinde geçiyor: “ katıksız nefrete tapan insanımsılar“ bölümünde. 
Sonuçta Peter’e mahkeme kararıyla Erdek mezarlığında bir “ayrı köşe “ bulunuyor ve Peter ebedi istirahatine çekiliyor.
İstirahate mi çekiliyor? Yok ben Peter’in istirahat falan ettiğine inanmıyorum. Onun gökyüzünde Kova takımyıldızında bir ışık gibi parladığına eminim. Erdek’te geçirdiği yıllar içinde çocuklara gönüllü öğretmenlikte yapmış olan bu ruh, burcunun yöneticisi üranüsün simgelediği ilerleme ve aydınlanma ülküsüne ölümüyle ve ölüm sonrası yaşanılan defin mücadelesinin merhaleleriyle büyük katkıda bulundu.
Şunu unutmayalım büyük birleştirici Üranüs’tür. Tüm yaratılanı sonsuz farklılık ve çeşitleriyle bir bütün olarak kabul edebilmek. İşte bu çok zorlu bir meziyet. İnsanı diliyle, rengiyle, inancıyla ayırt etmemek, Çanakkale ‘ de Atatürk’ün Anzaklar için söylediği “ onlar artık bizim evlatlarımızdır “ gibi bir lafı edebilmek, hiç de kolay olmayan bir farkındalıktır.
Mitolojide Gaia, toprak ana, bilge ve kahindir de. O seçmeden hepimizi içine alabiliyor,  sakın merak etmeyin.
Sonrasında Peter’in doğum haritasını çıkardım. Ay burcu yaydı, Aysel hanımın güneş burcu gibi. Merkürü de kovaydı, oğlunun burcu gibi. 
Karma sayısı birdi, bu hayatta kimliğini yeniden yaratmaya başlayanlardandı. Retro plutonu güney ay düğümüne yakındı, eski hayatlarından getirdiği çok büyük gücü bu hayatta bırakmalı ve kuzey düğümü güneşinin yanındaydı, kimliğini yeniden yaratmaya başlamalıydı. 
Yayda ki ayının son kavuşumu satürnleydi, zorlu eski hayatlar, ama retro Satürn’ü yüceldiği terazide yine retro neptünle kavuşmuş, güneş ve merkürüyle 120 derecede, merhametli bir usta ve sanatçı bir ruh. 
Ayın önünde ki güneşle yapacağı kavuşum yeni bir kimliğin bu hayatta oluşmaya başlayacağına atıfta bulunuyordu, daha sonraki kavuşumu da merkürle, gelecek hayatta yine öğrenecek, öğretecek.
Peter abi ölümünle bir insanlık dersi verdin, rahat uyu, sevdiğin bu topraklarda yeniden görüşmek üzere.

hobimastroloji@blogspot.com



11 Mayıs 2018 Cuma

 ÜLKEMİZİN VENÜS MARS İKİLEMİ


Ülkemiz 95 yaşını sürüyor. 2018 ekiminde 96 yaşına adım atacak. Bu yıl yani 95 yaşımızda ülke astrolojik haritasının on birinci evini yaşıyoruz. Bu evin konuları ilerleme, aydınlanma, değişim ve sosyal organizasyonlardır.

Ülke haritasında bu evi Koç burcu yönetiyor. Tam bir kimlik arayışı. Kendimizi yeniden tariflemek istiyoruz. Yeni baştan yaratacağız kimliğimizi. Yenilenmek istiyoruz.

Koç yönetici planet olarak marsı kullanır. Ülke haritamızı da akrepde yer alan güneş, ay, ve jüpiterin yöneticisi de marstır. Bu yüzden daha da önemli bir yöneticidir ülke haritasının marsı.

Ve ülkemiz haritasının marsı Terazi burcundadır. Terazide ki mars zarardadır. Çünkü Terazinin yöneticisi venüsün burcunda mars iyi bir konumda değildir, zarar verir.

Bu arada ülkemiz haritasında venüs de akrep burcundadır. O da marsın evinde rahatsızdır. Zarar görür. İşte bu yüzden ülkemizde genç kız ve genç erkekler zordadır, zarar görmeye açıktırlar.

İyiliğin durumu da böyledir ülkemizde. İyilik zordadır, İyi yoldan gitmek ve böyle para kazanmak geçim temin etmek zordur , aksine herkes birbirine uygunsuz yolları , kısa yoldan para kazanmanın  ahlaksız yollarını telkin eder.

Kötülüğümüz ise kuvvetlidir ,çevremize hemen zarar veririz. Aile içi kötülüklerimiz ise ünlüdür.
Burada bir noktaya dikkat çekmek istiyorum, kötülüklere karşı, iyiliği savunması gereken makam ya  da platformların rahatsız edici etkisizlikleri, yetersizlikleri ve zayıflıkları hep venüsün rahat bir ortam da olmamasından, marsın evinde rehin durumda kalmasındadır.

Yani bu ülkede kötülük rahat rahat akıp etrafına zarar verirken, iyilik eli kolu bağlı bir şekilde acı çeker.

Aslında bu iç karartıcı ahval ve şeraitimizin çözümü öyle kolay ki. Kozmos yine astrolojik haritamız da şifreyi göndermiş terazi satürnü eşittir ADALET!

Ülkemizi uzun süre yönetmiş iki partinin adlarında ki adalet kelimesi hiç de boş ,rastgele seçilmiş bir kelime değilmiş. Adalet kelime olarak bile halkın teveccühünü kazanan çok değerli bir kelime. Zaten terazi satürnü ülkemizin haritasının dördüncü evinde. Yani bizim köklerimizde adalet duygusu var. Satürn terazi burcunda yücelir. Bizlere düşen bu yüce değeri her şeyin üzerine koymak.

Ülke haritasında Satürn merkür ile tam kavuşmuş. Adalet duygusunu çocukluktan itibaren yeşertmeli ve sıkı bir eğitimle kuvvetlendirmeliyiz. Adaletten hiç taviz verilmemeli, bu arada yine akrep burcundan rahmetli bir liderin " adil düzen "sloganı geliyor aklıma. Siyaset uğraşanlarının bu konuda titiz olmaları ne güzel olurdu.

Biz yaşarken gördük, tarihe bakınca da örnekleri çok, ülkemizde sapın ve keserin devamlı döndüğü çok belirgin izleniyor. İnsanlar ne ekerse onu biçiyor ve fazla gecikmeden ceza misliyle yağıyor. Gerilim ve kutuplaşmadan uzak durmak bu ülkede hayati önem taşıyor.

Ülkemiz haritasında birbirlerinin doğal yuvasında rehin kalmış gibi yaşayan venüs ve marsa, karşılıklı ağırlamayı, misafiri rahat ettirme koşullarını, nezaketi, zerafeti. inceliği, adaleti, dosdoğru olmayı, içi dışı bir olmayı öğrettikçe insanca yaşayabileceğiz.


hobimastroloji@blogspot.com